Makale ve Yazılar
Safra Kesesi ve Yolları Hastalıkları
SORU-1-: Safra kesesinin fonksiyonu nedir? Safranın yapıldığı bir organ mıdır? Safra kesesi bir depo mudur? Yanıt-1-: Safra karaciğerde yapılan ve safra yollarına gönderilen vucudumuzun içinde safra asitlerini bulunduran sindirime önemli katkısa bulunan bir salgısıdır. Bu salgı zaman zaman oniki parmak barsağına akar. Zaman zamanda birikerek safra kesesinde depolanır. Oniki parmak barsağına gıdalar geçtikçe buradan salgılanan hormonlar (sekretin, kolesistokinin) aracılığı ile safra oniki parmakbarsağına akarak sinidirme katılır. Su içmek ,bir iki lokma almak bile bu mekanizma aracılığı ile safra kesesinin kasılmasına va boşalmasına sebep olur. Bu nedenle safra kesesi ultrasonografisindehastanın 12 saat aç olması gerekir. Soru-2-: Safra kesesi taşları neden oluşur? Yanıt-2- : Safra kesesi taşlarının oluşumu
Spastik Kolit – İrritabl Barsak Sendromu (Fonksiyonel Sindirim Sistemi Hastalıkları)
Başlık olarak oldukça karmaşık ve uzun bir başlık kullandığımı görüyorum. Bu hastalık isimlerinin kısaca açıklamasını yapalım. Spastik kolit söylenerek kastedilmek istenen daha çok kalın barsak rahatsızlığı anlatılmak için yaygın kullanılan bir tanımlamadır. Bu halk arasında da oldukça bilinen bir rahatsızlık olarak günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Tıbbi karşılığı ise “İRRİTABL BARSAK SENDROMU – huzursuz barsak hastalığı “ tanımlaması ile aynıdır. Fonksiyonel sindirim sistemi rahatsızlıkları ise irritabl barsak sendromunuda (İBS) içine alan tüm sindirim sistemini kapsayan organik (belli bir yapısal bozukluk) olmayan sorunların açıklanması için kullanılmaktadır. İBS özelikle kalın bağırsakları ilgilendiren kabızlık,
Helikobakter Pilori İle İlgili Bilmek İstediklerimiz
Soru-1-: Helikobakter pilori mikrobu normalde insan midesinde bulunur mu? Yanıt-1-: Normalde bulunmaz. Doğuştan çocuk yaşadığı ortamdan alır. Yıllarca midede yer alır. Sonradan hastalık yapar. Temizlik ile yakın ilişkilidir. Soru-2-: Anne veya baba çocuğuna Helikobakter piloriyi (Hp) nasıl verir? Yanıt-2-: Anne veya babada Hp varsa tuvalet sonrası makatını (anüsünü) elle temizleme alışkanlığı varsa anne veya baba ellerini tuvalet sabunla yıkasalar bile temizlik yeterli olmadığından çocuklarına her şekilde Hp yi bulaştırabilirler. Çocuğun gıdasını hazırlama, gıdaya dokunma, çocuklarının ağzına kendi elleri ile gıda verme gibi pek çok
İnflamatuvar Barsak Hastalıkları (İbh-Ülseratif Kolit,Crohn Hastalığı) Konusunda Bilmek İstediklerimiz
Soru-1-: Ülseratif kolit )ÜK ) veya Crohn Hastalığı (CH) genetik hastalık ise hastanın anne veya babasında da hastalık olması gerekmez mi? Yanır-1-: Her iki hastalık içinde genetik geçiş halk arasında bilinen klasik genetik hastalıklar gibi değildir. Hastanın anne veya babasından gelen genetik sorunlar çocukta ortaya çıkmış olabilir. Hastanın çocuğunda da bu hastalıklara yakalanma olasılığı artmakla beraber mutlaka hastalığın ortaya çıkması gerekmez. Soru-2-: İNFLAMATUVAR BARSAK HASTALIĞI stres ile ilişkili midir? Hastalığı stres ortaya çıkarır mı? Yanıt-2-: Stres İNFLAMATUVAR BARSAK HASTALIĞI da hem Ülseratif kolit hem
Hepatit İle İlgili Bilmek İstediklerimiz
SORU-1-: Hepatit A aşısı tutup tumadığını nasıl analayabiliriz? Yanıt-1-: Anti-HAV İgG testinini kanda bakılması gereklidir. Pozitif çıkarsa aşı koruyucudur. Negatif çıkarsa tekrar yapılması gerekir. Soru-2-: Hepatit A 'lı bir çocuk anenanesi veya dedesi ile öpüşerek temas ederse hepatit A geçirmemiş ve anti-HAV iG G negatif ise ne yapılması gerekir? Yanıt-2- : Dede veya anneanne Hepatit A geçirmemiş ise şeker,böbrek yetemezliğ,kemoterpi /kanser için ), immunosüpressif ajan (bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç) kullanıyor iseler hepatit A aşısı ve genel immunglobulin uygulanması gerekmektedir. Bu önlemlere rağmen hepatit A hafif olarak geçirilebilir.
Spastik Kolit – İrritabl Barsak Sendromu
SPASTİK KOLİT-İRRİTABL BARSAK SENDROMU (FONKSİYONEL SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI) Başlık olarak oldukça karmaşık ve uzun bir başlık kullandığımı görüyorum. Bu hastalık isimlerinin kısaca açıklamasını yapalım. Spastik kolit söylenerek kastedilmek istenen daha çok kalın barsak rahatsızlığı anlatılmak için yaygın kullanılan bir tanımlamadır. Bu halk arasında da oldukça bilinen bir rahatsızlık olarak günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Tıbbi karşılığı ise “İRRİTABL BARSAK SENDROMU “ tanımlaması ile aynıdır. Fonksiyonel sindirim sistemi rahatsızlıkları ise irritabl barsak sendromunuda (İBS) içine alan tüm sindirim sistemini kapsayan organik (belli bir yapısal bozukluk) olmayan sorunların
Reflü
Gastroözofageal reflü (GÖR); fizyolojik bir durumdur. Yutma işleminden sonra yemek borusu aracılığı ile mideye geçen gıdanın normalde mideden geri dönüşü söz konusu değildir. Gün içerisinde birkaç kez gıdanın çok az bir kısmı sindirim işlemi sırasında ve pozisyonel olarak yemek borusuna döner ve yeniden mideye iletilir. Mide sıvısı istirahat döneminde yani sindirim işleminin yapılmadığı dönmede genellikle alkali reaksiyondadır. Ne zaman gıda mideye iletilir ise mide bu gıdaların sinidirimi için asit salgılar ve gıdayı paraçalamaya çalışır. Sağlıklı bireylerde reflü, mide sıvısının bir yakınmaya veya yemek borusunda
Gebelik ve Sindirim Sistemi Hastalıkları
Gebelik fizyolojik bir proçes olarak organizmada bazı değişikliklere sebep olur. Bu değişiklikler ile ilişkili olarak fizyolojik veya patolojik olaylarda gebe olmayanlara göre bazı farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Mekanik, hormonal ve kimyasal ana başlıkları altında toplayabileceğimiz bu değişiklikleri göz ardı etmemek gerekmektedir. Mekanik değişikler olarak tablo-18.1’de sunulan değişikliklere patolojik olayalrı değerlendirmede ilgili bölümler sunulrken yeniden değinilecektir. Bu değişiklliklerin aylara göre uterusun büyümesi ile ilişkili değişiklikler ise şekil 18.1 ‘de sunulmuştur. Tablo-181: Gebelikte izlenen mekanik değişiklikler. 1. Çekumun yer değiştirmesi 2. Venöz basınçta rtış 3. Kolon ve rektum
Gebelik ve Karaciğer Hastalıkları
Gebeliğin seyri sırasında karaciğer hastalığı ile pek çok hekim nadiren karşılaşır. Böylesi bir patoloji ile karşılaşan hekimlerde ise bilgi birikimi yeterli olmadığı zaman doğru karar vermek zorlaşmaktadır. Hangi patolojilerin akut karaciğer yetmezliğinin öncüsü olduğu hangilerinin gebeliği etkilemeksizin seyredeceği anne kadar hekimi de bir hayli düşündürür. Normal fizyolojik değişiklikler karaciğer hastalığını taklit edebilir. (tablo-18.11). Laboratuarda oluşabilecek bu değişiklikleri göz önünde bulundurarak olguların değerlendirilmeleri önem kazanacaktır. Normal kadında ortalama 4.2 g/dl olan Tablo- 18.11 : Normal gestasyonda kan testleri. Azalan Değişmeyen Artan Hemoglobin Alanin amino lökosit
Kolon Kanserleri ve Kolon Polipleri
Kolon polipleri Tıp lisanında kalın bağırsakta bulunan , normalde olmaması gereken içeri doğru büyüyen kabartılara,oluşumlara verilen isimdir. Bu oluşumlar ve benzerleri vücudumuzun değişik bölgelerinde bulunabilmektedir. Örnek verirsek burunda, midede, yemek borusu ve ince bağırsakta ,rahim ağzında polipler oluşabilmektedir. Bu oluşumlar olmamaları gerekirken farklı sebepler sonucunda ortaya çıkabilmekte ve kansere dönüşüm süreci yönünden risk taşımaktadırlar. Kansere dönüşüm riski ise iç yapılarına göre farklılıklar göstermektedir. Hangi sebepler bu oluşumların ortaya çıkmasına yol açıyor diye düşünürsek pek çok faktörler fraklı organlar için söz konusudur diyebiliriz. Burun için ayrı,
Gastrit-Helikobakter Pilori-Ülser-Mide Kanseri
Gastrit-Helikobakter Pilori-Ülser-Mide Kanseri Hakkında Bilmek İstedikleriniz Tıp tarihinde helikobakter piori mikrobun (bakterisinin) keşfedilmesi çok ciddi bir çığır açmıştır. Helikobakter pioribakterisinin 1983 yılında keşfi ile sonrasında keşfi yapan Warren ve Marshall isimli çalışmacılara tıp alanında Nobel ödülünü getirmiştir. İlginç olan nokta bu bakteri midede çok yıllar önce pek çok bilim insansı tarafından mikroskopta görülmüştür. Helikobakter piori bakterisi mikroskopta görülmüş olmasına rağmen gastrit ile ilişkilendirilememiştir. Burada gasrit terimi ile ilgili kısa bir bilgi verelim. Gastrit midenin içini döşeyen örtünün iltihaplanmasıdır. Bu iltihaplanmada en önemli etkenlerden birisi helikobakter pilori bakterisidir (mikrobudur) . Bu bakterinin (helikobakter pilorinin ) nerden geldiği hastalarımızın sorduğu
Yutma Güçlüğü-Koroziv Madde Yaralanmaları-Yemek Borusu Kanserleri
Sindirim sisteminin en önemli fonksiyonlarından birisi lokmanın ağızdan alınarak yutulması ve mideye kadar ulaştırılması işlemidir.düşünecek olursak kendi isteğimiz ile başlattığımız ve ağzımıza aldığımız bir lokmayı boğazımıza kadar getirirken kontrol bizdedir. Karışık bir mekanizmalar gurubu ile yürütülen bu işlem lokma yemek borusuna girdikten sonra artık kendi isteğimiz ile kontrol edebildiğimiz safhadan çıkar. Çıkışa ,makata gelinceye kadar artık sindirim sisteminin işleyişi doğrultusunda hareket eder. Yutma fonksiyonunu kısaca bu şekilde özetlersek yutma güçlüğü dediğimiz zaman lokmanın alınmasının hangi aşamasında güçlük ile karşılaşıldığının belirlenmesi de son derece önem
Sarılık
Sarılık dediğimiz zaman halk arasında anlaşılan bulaşıcı karakterde olan bir hastalık anlaşılmaktadır. Tıp alanında ise sarılık dediğimiz zaman kanda bilurubin isimli bir maddenin yükselmesi anlaşılmaktadır. Bu maddenin yükselmesi ise çok fazla sebep ile olmaktadır. Bu yazılarımızda sarılık maddesinin yani bilurubinin vücudumuzdaki oluşum mekanizmalarını anlatırsak sanırım haftalar yetmeyecektir. Burada dikkat edilmesi ve vurgulanması gereken bilurubinin vücudumuzda normalde bulunan bir madde olduğudur. Bu maddenin yükselmesine sarılık oluştu diyoruz. Her sarılık ise bulaşıcı özellik taşımamaktadır. Çocuğun yeni doğum sonrası yaşanan sarılık hepimiz tarafından bilinmektedir. Buna fizyolojik sarılık
İnce Bağırsak Tümörleri
İnce barsaklar pilordan ileo-çekal valve kadar uzanan, duodenum, jejunum ve ileum kısımlarından oluşan, gastrointestinal sistem (GİS) mukozasının %90 ‘ından fazlasına sahip olan tüp şeklinde bir organdır. İnsanda 6 m. uzunluğuna ulaşan bu organ GİS ‘de böylesine büyük bir yer tutmasına karşın tüm GİS tümörlerinin %2 ‘lik bir kısmını içermektedir. Bununla birlikte bu tümörler tüm epiteliyal ve mezenkimal organ histolojik tiplerini gösterirler. Tablo-1’de bu histolojik tipler gösterilmiştir. Tablo-1: İnce barsak tümörlerinin klasifikasyonu (Yamada) Benign epiteliyal tümörler Adenoma Malign epiteliyal tümörler Primer adenokarsinoma Sekonder karsinoma Karsinoid
Akut Karın Sendromu
AKUT ABDOMİNAL AĞRİ Karın ağrısı yaşam boyunca mutlaka bir veya birkaç kez karşılaşabileceğimiz en sık yakınmalardan birisidir. Akut abdominal ağrı ,yada cerrahideki daha sık kullanımı ile “akut karın”ın tanımı travma dışındaki nedenlere bağlı olarak abdominal bölgede ağrı ile kendini gösteren ve medikal veya cerrahi girişim gerektirebilen patolojileri kapsar. Bu klinik tabloyu oluşturan nedenler hafiften oldukça ciddi patolojilere kadar geniş bir yelpazeyi içerirler.Hastaların tanısında ve tedavisinde görülebilen gecikmeler başarıyı önemli ölçüde etkilemektedirler. Teknolojik gelişmelerin sunduğu birçok yeni ve kapsamlı tanı metodları olmasına karşın akut karında
İrritabl Barsak Sendromu (Spastik Kolit)
SPASTİK KOLİT-İRRİTABL BARSAK SENDROMU (FONKSİYONEL SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI) Başlık olarak oldukça karmaşık ve uzun bir başlık kullandığımı görüyorum. Bu hastalık isimlerinin kısaca açıklamasını yapalım. Spastik kolit söylenerek kastedilmek istenen daha çok kalın barsak rahatsızlığı anlatılmak için yaygın kullanılan bir tanımlamadır. Bu halk arasında da oldukça bilinen bir rahatsızlık olarak günümüzde karşımıza çıkmaktadır. Tıbbi karşılığı ise “İRRİTABL BARSAK SENDROMU “ tanımlaması ile aynıdır. Fonksiyonel sindirim sistemi rahatsızlıkları ise irritabl barsak sendromunuda (İBS) içine alan tüm sindirim sistemini kapsayan organik (belli bir yapısal bozukluk) olmayan sorunların
Karaciğer Transplantasyonu
1955 yılında köpekler üzerinde yapılan ilk karaciğer transplantasyonu sonrası 1963 yılında insanda ilk nakil gerçekleştirildi. Bu süreçten günümüze gelinceye kadar cerrahi teknikler,yoğun bakım koşullarının gelişmesi,kuvvetli antibiyotikler ve nakledilen organın reddini engelleyen immunosüpressif ilaçların gelişmesi sayesinde başarı oranlarında yükseklik yakalanabilmiştir. Karaciğer transplantasyonu akut ve kronik karaciğer hastalıkları sonucunda gelişen son dönem karaciğer yetmezliği tablosu için uygulanabilen zorunlu ve tek kesin tedavi yöntemidir. Böbrek naklinden önce kronik böbrek yetmezlikli olgulara diyaliz uygulanarak yaşamlarının uzatılması sağlanabilirken karaciğer yetmezliğinde uzun süreli uygulanabilen cihazlı bir teknik destek bulunmamaktadır. Bununla
Gıda Alerjisi ve Aşırı Duyarlılık
Tanımlamalar Patojenez Klinik Özellikler Tanı Tedavi Gıdaya bağlı hipersensitivite tıp literatüründe 60 yılı aşan bir süre öncesinde tanımlanmıştır. Gıdaların ve yoğun talep nedeni ile dayanıklı gıda üretimi için katkı maddelerinin günümüzde giderek artan oranda yaygın kullanımı ve kullanılan bu katkıların denetlenmesindeki yetersizlik gıda alerjisinin giderek artmasına yol açmaktadır. Kullanılan bu katkıların yararlarının veya zararlarının belirlenmesindeki yetersiz çalışmalar soncunda nelere sebep oldukları belirlenememkte ve böylece konunun önemini giderek artmaktadır. . Tanımlamalar; Gıdaların istenmeyen etkileri ile ilgili olarak önce tanımlamalara dikkat edilerek konuya başlanmalıdır. Allerji terimi
Akut Pankreatit
Akut pankreatit; abdominal ağrı, kanda ve idrarda pankreatik enzimlerin yükselmesi ile karakterize pankreasın bakteriyel olmayan inflamasyonudur. Akut pankreatitte diğer bölgesel organlar ve/veya diğer organ sistemleri de değişik derecelerde etkilenebilir. Bu açıdan bakıldığında akut pankreatit; sadece abdominal ağrının belirgin olduğu kendi kendini sınırlayan hafif dereceli hastalık tablosundan, şiddetli sıvı kaybına, metabolik dengesizliklere, hipotansiyon, sepsis ve ölüme neden olabilen şiddetli hastalık tablosuna kadar varabilen değişik şiddette hastalık spektrumuna sahiptir. Değişik serilerde akut pankreatit sonrasında mortalite hızı %6-23 olarak belirtilmektedir. Akut pankreatit sonrasında hastaların yaklaşık %10’u maksimum
Mide Kanseri ve Genetik
Mide kanseri toplumumuzda ciddi bir sağlık sorunu olarak durmaktadır. Kanserin erken devrede tanınabilmesi için yapılan çalışmalarda genetik bilimi belirli ilerlemeler kaydetmiştir. Mide Kanserinin göstergesi olarak kullanılabilecek bir markır (belirteç) ise henüz bulunamamıştır. Bu konuda yaptığımız bir tezi (Dr. gülcan Aşık’ın tez, CBÜ’ce projelendirilmiş oluıp tez danışmanı Prof. Dr. Hakan Yüceyar ‘dır--henğz yayın aşamasındadır) çalışmasını burada sunuyorum.Çok uzun olan bu yazının tümünün okunması doğal olarak ilgilenmeyenler için çok zordur. İlgilenenler için ise www.drhakanyuceyar.com web sitesinin makale bölümüne tezin tümü mevcuttur. Makalenin uzun olması nedeni ile
Crohn Hastalığı ve Güncel Tedaviler
İnflamatuvar barsak hastalığı (İBH), sık rastlanan, bazı yönleriyle birbirine benzeyen ancak pek çok yönüyle birbirinden farklı, ülseratif kolit (ÜK) ve crohn hastalığı (CH) olarak adlandırılan iki kronik formu kapsar.Bu iki hastalık aynı başlık altında toplanmakla beraber klinik özellikleri yönünden farklı isimlendirilirler. Batı toplumlarının (ABD,Kanada,Fransa,İngilter,Almanya..gibi) ÜK’in insidansı (bir yıl içinde görülen yeni olgu sayısı) ,2-10/ 100 000, prevalans (tüm popülasyonda herhangi bir zaman diliminde bulunan olgu sayısı)ı 35-100 / 100 000 olarak bildirilmektedir. . CH insidansı ise1-6/100 000, prevalansı 10 -100 / 100 000 arasında
Uyku Bozuklukları-İrritabl Barsak Sendromu-Karaciğer Hastalıkları
Celal Bayar Üniversitesinden projelendirilen "UYKU BOZUKLUKLARI-İRRİTABL BARSAK SENDROMU-KARACİĞER HASTALIKLARI"başlıklı çalışmama sonuçlandı. Yayın aşamasında olan bu çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim. Konunun uzun olması nedeni ile kısa bir süre sonra bu konu ile ilgili soru-cevap tarzı bir çalışmayıda yayınlamaya çalışacağım. Saygılar. Dr. Hakan Yüceyar T.C. CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu GASTROİNTESTİNAL HASTALIKLARDA UYKU BOZUKLUKLARININ POLİSOMNOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ KESİN RAPOR PROJE EKİBİ Prof. Dr. Hakan Yüceyar Uzm. Dr. Müjdat Zeybel Dr. Hümeyra Bozoğlan Dr.Feride Gök Dr.S. Özlem Badak Dr.GülcanAşık Prof. Dr. Hikmet Yılmaz Dr. Nihal Yarıcı
Alkol ve Karaciğer Hastalıkları
Yüksek miktarlarda alkol kullanımı karaciğerde basit yağlanmadan (Steatoz) alkolik hepatite(Steotohepatit) ya da Siroz’a kadar değişen patolojik tabloya yol açabilir. Steatoz kavramı karaciğerde oluşan biyokimyasal değişikliği ifade eder. Sadece steatoz önemli bir hastalık değildir ve alkolün bırakılması ile tamamen geri döner. Aksine hepatit ve fibrozis ise ciddi sorunlardır ve karaciğerde inflamasyon nekroz gibi hasarlarla birlikte oluşurlar. Alkolik hepatit genellikle fibrozisten önceki aşama olarak kabul edilse de her iki lezyonda ayrı mekanizmalarla aynı anda birlikte bulunabilir. Hepatik fibrozis ise genelde sirozla sonuçlanır. Alkol, Karaciğer sirozunun, batı
Üst Sindirim Sistemi Kanamaları
ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINA YAKLAŞIM Üst Gastrointestinal Sistem (GIS) kanamaları özofagus üst kısmı ile duodenumda treizt ligamenti seviyesi arasındaki lokalizasyonlardan kaynaklanan kanamalardır. GİS kanamaları hastanelerin acil servislerine sık başvuru nedenlerindendir. Gastrointestinal sistem kanamaları; mortalitesi yüksek, tanı ve tedavi maliyeti yüksek olan , sıklıkla hospitalizasyon ve yoğun bakım takibi gerektiren, nadir olmayarak tanı ve ayırıcı tanıdaki zorlukları olan, multidisipliner çalışma gerektirebilen klinik bir problemdir. Üst GIS kanama insidansı 40-150/100.000’dır. Mortalite oranları % 6-10 arasında değişmektedir. Varisiyel kanamalarda bu oran % 30, Nonvarisiyel kanamalarda ise %
Alt Sindirim Sistemi Kanamaları
Treitz ligament’i seviyesinin altından olan kanamalardır. Alt GİS kanamalarının % 85’i kolondan, % 10’u Üst GİS’den, % 5’i ince barsaklardan kaynaklanır. Sıklık 20-27/100.000’dir ve yaşla artar. Mortalite % 4-10‘tür. Klinik Özellikleri Hastalar genellikle rektumda fark edilen parlak kırmızı kanama (hematokezya) ile başvururlar.(% 90) Hematokezya alt GİS kanamalarının en sık bulgusudur. Hastaların büyük çoğunluğunda (%85) hemoroidler, kolon polipleri, kolon kanseri veya kolitte olduğu gibi kendi kendini sınırlayan, hemodinamik olarak önemli olmayan kanamalar mevcuttur. Hastaların sadece % 15’inde şiddetli, hemodinamik olarak önemli, devam eden hematokezya bulunur.
Karın Boşluğunda Sıvı (Assit) Toplanması-Olguya Yaklaşım
Tanım Periton tek sıralı mezotelden oluşan, iki tabakalı, ince, transparan, seröz zarlardan oluşur. 2 adet peritoneal zar mevcuttur. Bunlar paryetal periton ve visseral periton olarak adlandırılır. Paryetal ve visseral tabakalar arasında az miktarda sıvı bulunur ve bu seröz sıvı tabakaların birbirleri üzerinde kaymasını sağlar. Periton boşluğu içindeki az miktardaki (<50 ml) bu sıvı yüksek protein (4 gr/dl) içeriğine sahiptir. Periton sıvısı sağlıklı erkeklerde bulunmaz veya eserdir. Kadınlarda, menstrüel siklusa bağlı 20-50 ml civarında periton sıvısı bulunabilir. Asit : yunanca “askos” (torba veya kese) kelimesinden türetilmiştir.
Yutma Güçlüğü (Disfaji) Olan Olguya Yaklaşım
Disfaji kelime anlamı olarak yutma güçlüğü olarak tanımlayabiliriz. Kısaca yutma üzerinde düşünelim. Yaşamımızın her anında düşünmeden nefes alıyoruz. Nefes lırken hangi fonksiyonların devrede olduğunu ve n denli karmaşık bir olaylar zincirinin son derece düzenli olarak seyrettiğini genellikle düşünmeyiz. Yutma ise yine pek düşünmediğimiz nefes alma kadar sık olmasa da onun kadar önemli olan bir işlev. Sıvı veya katı bir gıdanın ağzımızdan alınması ve sonraki işlemler yaşamamız için olmaz ise olmaz işlevlerden birisi. Su içmeden ,gıda almadan yaşamamzı mümkün değil. Bir an bu işlevde yani
İnflamatuvar Barsak Hastalığında Yeni Bir Tedavi: Lökositaferezis
İnflamatuvar Barsak Hastalığı adı altında toplanan iki hastalık bulunmaktadır. Bunlardan birisi Crohn Hastalığı diğeri ise ülseratif kolit hastalığıdır. Her iki hastalıkta genetik yatkınlığı olan bireylerde nedeninin bilemediğimiz, tetiği çeken faktörü belirleyemediğimiz immun (bağışıklık) sistemini ilgilendiren kronik (süreğen) yangı ile karakterize hastalıklardır. Crohn hastalığı özellikle ince barsakları ve kalın barsağı tutan bir hastalık iken ülseratif kolit ise daha çok kalın barsağı tutan bir hastalıktır. Her iki hastalıkta bireyin özellikle çocukluk çağı veya doğurganlık çağı gibiolarak nitelendirdiğimiz 15-45yaş grubunu ilgilendirmektedir. Bu dönemde kişinin en çok verimli
İletişim Bilgileri
Yenişehir Mah. İşçiler Cad. No:126 Konak / İZMİR
Medicana Hastanesi
Prof. Dr. Hakan Yüceyar
1961 Yılında Aydın’da doğan Münip Hakan Yüceyar, ilkokulu Isparta Ülkü İlkokulunda, ortaokulunu birincilik ile mezun olduğu Isparta Merkez Ortaokulunda okumuştur. Lise eğitimine İzmir’de devam eden Yüceyar, İzmir Atatürk Lisesi’nden yine birincilik ile mezun olmuştur.